Fallout Oyunlarına Devam Ederken


Oyunlara başladıktan sonra birkaç haftada bir oyun rakamına ulaştık gibi. Oldukça heyecanlı ve eğlenceli üç oturum oyun oynadık. Her oyun kendi içerisinde iyi oturdu ve devamı da güzel geldi diye düşünüyorum.

Hiçbir şey değilse normalde pek göremediğim Ozan'ı aramızda görmek çok keyifliydi.

Bir tane de wiki tutmaya başladık:

http://vault-46.wikia.com/

Acayip neşeli gidiyor. Ozan'ın karakter geçmişini ve oynadığı oyunlar hakkında karakter gözünden yazdıkları burada var:  Çerez Günlükleri Gerçekten harikalar.

Ayrıca ben de bir tane zaman çizelgesi tutuyorum. Görmek isterseniz o da burada: Zaman Çizelgesi.

ETC ve Ufak Ülke Hobi Topluluğumuza Etkileri




European Team Championship ismine sahip olsa da Dünya'nın diğer kıtalarından da gelenlerin olduğu bu bağımsız etkinlik geçtiğimiz hafta sonuydu. Etkinlik aslında üç tane büyük oyundan oluşuyor. Warhammer Fantasy, Warhammer 40K ve Flames of War. Bir de oyunlar takım şeklinde oynandığından ayrıca bir havası var. Turnuvayı yapanlar yılların tecrübesiyle her sene bu oyunların kurallarında turnuvaya uygunluk sağlamak adına ciddi değişiklikler yapabiliyorlar. Her neyse, bu etkinliğe sonunda bir ülke takımımızın gitmesi çok güzel oldu ve ciddi ciddi ufak hobi topluluğumuzu etkileyecek kadar büyük değişikliklere de neden olabilir diye düşünüyorum ve umuyorum.

ETC'ye gitme fikri aslında zamanında Türkiye'de yaşayan bir Kanadalı olan Kyle tarafından ortaya atılmıştı diye anımsıyorum. O zamanlar İzmir'de daha böyle ciddiyetle turnuvaya katılacak (hatta modelleri tam olan) kimse yoktu. İstanbul tayfasıyla olabilecek gibi oldu ama gidilemedi. Sonra yıllar geçti. Bu noktada Çağdaş'ın cesareti süperdi.


Hani Çağdaş çıktı gidelim dedi, başta kimse gelmeyecek diye endişeler olsa da beklenenin aksine çok istekli oldu. Bizim hobi topluluğunda böyle bir ülke takımı kültürü olmadığından, hem de aramızdaki iletişimin aslında zayıf olmasından problemler çıktı. "Ben niye gitmiyorum", "Sen kimsin de seçiyorsun" diye dellenen, empatiden uzak tonla muhabbet falan döndü diye gördüm aslında Uzaktan baktım hani. Sohbetlere hiç bulaşasım yoktu, zaten ortalığı bulandırmaktan başka ne yararım olurdu bilmiyorum. Bir de cidden ülke minyatür savaş oyunları hobi topluluğumuz ufacık(100 kişi var mıyız?) olsa da hobi ve organizasyon kültürü eksikliği beni çok yoruyor.


Can sıkıcı, hani dürüstçe yararsız ve hatta rahatsız edici sohbetlerden sonra bir şekilde ETC gerçekleştirildi. Çok da başarılı geçmiş. Hani benim başarı kıstasım milletin çok eğlenmesi ve kendilerinde heyecan oluşması. Fazlasıyla da öyle olmuş. Çok da iyi döndüler. Can'ın, Burak'ın ve Çağdaş'ın yazılarını okudum. Ne güzel şeyler söylemişler. Bir de olayın yan etkileri var ve onlar da beni bir beklentiye soktu aslında.

Ülke olarak ufak kitlemiz hobinin bir de bu tarafına, yani iddialı, rekabet içeren, yolculuk gerektiren tarafına sahip çıkar mı acaba diye düşünmeye başladım. TÜSOT sayesinde iki kez İstanbul'a gidip turnuva yapmıştım ve müthiş keyifliydi. Bunun gibi olayların sayısı artabilir diye büyük umut besliyorum. Böyle uluslararası ve ulusal bazı etkinliklerle hem aramızdaki iletişim gelişir ve daha üretken olabiliriz diye umuyorum. Hobiyi yaygınlaştırmak adına sinerji ortaya çıkması da gerçekten harika olur.


Olayın zor tarafı da tabi gene yaşanabilecek organizasyon beceriksizlikleri diye düşünüyorum. İzmir'de her yıl az biraz yeni kanın geldiği, ancak hala ufak ve genel olarak bir dernek altında toplandığımızdan, bir de geçmişte yaşadığımız ama büyük ölçüde bir şeyler öğrenerek geride bıraktığımız sorunlar nedeniyle bizim kendi içimizde organize olmak oldukça kolay sayılır. Diğer taraftan İstanbul,durduğum yerden bambaşka bir hikaye gibi görünüyor.


Geçmiş tecrübelerden olacak, sürekli karşı taraf alınacak mı kaygısı ile İstanbullularla konuşmamaktan ben kişisel olarak acayip yoruluyorum. Hayır, sürekli "ben gerilir miyim, gıcık olur muyum, ters bir tepki verir miyim" diye her kelimeyi dikkatle seçip benimle konuşan İstanbullu dostlara bir sürü selam olsun. Tabi bu tarzın nedeni muhtemelen geçmişte yaşananlar, ama iletişimi zorlaştırabilir diye kaygılanıyorum. Bir de en ufak liderlik mevzusu olduğunda ortam bir anda geriliyor. Herkes aynı şekilde düşünmesi gerekiyormuş gibi farklı düşünceler söylenince herkes kavga olacak beklentisine girilebiliyor ya, bu ciddi dert olur diye korkuyorum.



Ne olursa olsun, elimizde ülkede bu hobiyle ilgilenen insanlar olarak bir fırsat var. Gelecek sene içerisinde hobimizi daha eğlenceli ve daha çok ürün bırakarak yapabiliriz. Heyecanla takip edeceğim.  Bir de üstüne biraz daha büyüyebilirsek, harika olur. Not olarak gelecek sene ETC karşı kıyıda, Atina'da. Eğer bir terslik olmazsa, bir takımın peşinde (oyuncu, yedek, kaptan, maskot, bayrak taşıyıcı, müzisyen, ..  her neyse) ben de orada olacağım diye plan yaptım ve heyecanlandım. Etrafımda bu heyecanı paylaştığım insanlar olduğunu görünce bayağı da mutlu oldum hani. Bu sene sanki çok eğleneceğiz.